I had the craziest dream

Uyanmaya ihtiyacı olan bir sürü düşüncem var. Noktaları birleştirmeye başladığım zaman onlar da oturuyor bazen yerlerine. Kimsenin kötü olmadığını yani kimsenin kendine "kötü" demediğini düşündüğüm zamandan bir nebze farklıyım. Bir insanın kendine "kötü" sıfatını koyabilmesi aklı-selimliğe giden yolda tutmaya yarıyor. Kabullenmek gibi bir yerde.
Elleri terleyen ve heyecandan düşünmeyi unutan bir insanı çağrıştırıyor mesela bazen bazı şeyler. Bir anda beliren boktan şarkılar dinlemek istiyorsun. Kağıt işçileri ile konuşuyorsun sonra sigaranı uzatıyorsun mesela. Gözleri çakmak çakmak olan bir kız çocuğunu görüyorsun yüzünde beyaz maske var, ameliyat sedyesinin üzerinde kapalı kapılara doğru gidiyor.

"Binlerce özür diliyorsun" sonra varlığına üzülüyor, kötü olduğuna lanet ediyorsun. Burnunu çeke çeke geliyor ufak oğlan elini uzatıp para istiyor en fazla 3 yaşındadır diye düşünüyorsun. Ellerin cebine gidiyor bozuk para veriyorsun ama bu seni rahatlatmıyor. Kafana sadece 5 dakika takılıyor onun görüntüsü sonra su ısıtıcını altını yakıp güzel bir kahve içiyorsun. İnsanlar için üzülüyor olmanın seni iyi yaptığına inanıyorsan eğer en korkuncu sensin.

Fig564. Mr. X is walking in my shoes.

Comments