Faggot

Herkesin bir popisi var. Mümkünse her ortamda şaka yapmaya çalışırım. Öyle çok sulu olmasa da kendince iki satır gülebileceğimiz, iki kelam sırıtabileceğimiz, iki rekat kahkaha atabileceğimiz bir ortam yaratmak yolunda verdiğim uğraş bile bana önemli geliyor. Hem şaka yoksa ne kalıyor geriye. Siyaset desen çok fena bitti öyle böyle bitmedi. Nasıl ki, sokaktaki adam hep aynı şeyi tekrarlıyor, ülkemin aydınlık günlerinin müjdesini verecek genç dostlarım da aynı şarkıları tekrar ediyorlar. Tekrar iyidir repertuarı güçlendirir ama bitti işte ciddiyet bu ülkede.
Kötü bir taraf da şu, mümkünse kimseye keyifsiz olduğumu çaktırmamaya gayret ediyorum. Ben o hep mutlu olan rahatsız insanlardan değilim. Hayata hep pozitif tarafından bakan, hep neşeli hep enerjik. Bazen üzerine üzerine geliyor dünya insanın. Camdan dışarı bakıyor ve gözlerim dalıyor uzaklara. Dalacak ne bulursa içine girip bir süre takılıyor gözlerim orada. Elbet yapamadıklarım pişmanlıklarım veya pişmanlık olduğun zannettiğim doğrularım var. En fenası da yorgunluğum var... Kötü bir denge kuruyorum hayatta. Sleep-Work-Fun üçgeni var ya hani sadece bunlardan 2sine sahip olabiliyorsun ben sanırım bu üçgeni genişletip bir de Happiness'ı da ekledim. Bu üçüne azar azar sahip olabiliyorum ama "Me no happy". Fuckme.

Uzatmadan, hep birileri hakkında bir şeyler yazmak istiyorum. Sanırım hayali karakterlerin mutsuzluğunu yaşıyorum. 27 yaşında beynine matkap sokan bir cover grubu solisti kadar mutsuzum. Ne rockstarım, ne de ölüyüm.


şit.

Comments

  1. Beni yaz, benim mutsuzluğumu kitap yap.

    ReplyDelete
  2. Sana bırak kitabı, üçleme film çekerim lan. Mitolojik destan çıkartırım, içine vampir koyar bestseller olurum. Öyle iyi malzeme var hoca sende.

    ReplyDelete

Post a Comment

Söyleyeceğin her şey alehine delil olarak kullanılabilir.